Züleyha KURT Hakkında:
- Züleyha KURT;
İlk ve orta öğrenimini Erzincan Çağlayan İlk Öğretim Okulunda,
Liseyi de Erzincan Çağlayan Lisesinde tamamladı. - 1992-1996 19 MAYIS ÜNİ. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK REHBERLİK MEZUNU
- 1998- RAM ÖZEL EĞİTİM BÖLÜM BAŞKANI
- 1999- 17 AĞUSTOS DEPREMİNDE (TÜRKİYE’DE İLK) KRİZE MÜDAHALE TEKNİĞİ UYGULAYICILARINDAN
- 2010-2016 ULUSLAR ARASI MASTER TRAİNER (KOÇLUK, NLP, HİPNOZ, KUANTUM TERAPİ)
- 2011- BRUSSEL CAPİTAL ÜNİVERSİTESİ KLİNİK REFLEKSOLOJİ MEZUNU (İSTANBUL PSİKOAKADEMİ)
- 2011- ZÜLEYHA KURT EĞİTİM VE DANIŞMANLIK MERKEZİ KURUCUSU VE SAHİBİ
- 2012-2015 DİAMOND BREAHT BİLİNÇALTI NEFES TERAPİSTİ
- 2013-2015 AÖF İŞLETME YÖNETİMİ MEZUNU
- 2013-2018 TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU ÜYESİ (Eğitim ve Girişimcilik Komite Üyesi)
- 2015-2019 ADGİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ
- 2018-… AÖF DIŞ TİCARET VE LOJİSTİK YÖNETİMİ (devam ediyor.)
Bize kendinizi tanıtır mısınız? Bu sektöre yatırım yapma fikri nasıl doğdu?
Aslına bakarsanız ilk önceliğim hiçbir zaman ticaret olmadı. Ticaretten ziyade “İnsan olmak” ve “Psikolojik Destek”, “Sağlıklı Yaşam” benim için daha değerliydi. Öyle sanıyorum ki bu hiçbir zaman değişmedi. Çünkü hala öyle, sadece gelişti ve genişledi. İnsan’dan İş dünyasına bir yelpaze haline geldi. Üniversiteden mezun olduğumda, tez konum evlilik terapisiydi. Ve Tez konusunda Ankara Üniversitesi’nde Sayın Hocamız Üstün DÖKMEN’den destek istedim, yıl 1996. Üstün Hocam insanların özellikle çiftlerin özel yaşam deneyimlerini açmayabilecekleri ihtimali üzerinde durarak beni uyardı. Bu konuda Türkiye’de yapılan bir araştırma yoktu. 60 evli çift örneklem alanı olarak belirledim. Ve sevgili danışanlarımıza her zaman minnettarım çünkü gerçekten o mahremiyet alanlarını bana açarak bilimin gelişimine ve bana katkıda bulundular. İnsan ilişkilerinde aile benim için çok değerliydi. Başladığım nokta da burası oldu.
Daha sonra Yalova Rehberlik ve Araştırma Merkezinde Özel Eğitim ve İnceleme Bölümünde çalışmaya başladım. Özel Eğitim alanında uluslararası zeka testlerinin kullanımı ve eğitmenliği eğitimini aldıktan sonra yaptığımız çalışmaların tamamını bilimsel çalışmalara dökmeye başladım. Zihinsel engelli çocuklara uyguladığımız çalışmalar, annenin hamilelik dönemi, doğum esnası ve doğum sonrası etkilerini ortaya koyduk. Yaptığım bu çalışma kurumumuz açısından Türkiye genelinde ödül almamızı sağladı. Bununla birlikte benim için müthiş bir gözlem ve bilgi kaynağına dönüştü. Psikoloji, biyolojik etkenler, beyin yapısı ve davranış ilişkisi üzerine odaklanamaya başladım. Beyin ve sinir sistemi- davranış ve psikoloji üzerine odaklanarak çalışmaya başladım. 1999 -17 Ağustos Depremi’nde Yalova’daydım. Depremde gördüklerim ve yaşadıklarım binlerce ölüm ve sakatlanmalar yaşanan travmalar… Benim içimde, hayatımda çok ciddi kararlar almama neden oldu. Bu dönemde Türkiye’de psikolojik anlamda ilk defa kitlesel olarak Krize Müdahale Teknikleri uygulamasını binlerce kişiye uyguladık. ODTÜ ve Hacettepe’den hocalarımızın katkısı çok büyük oldu. Bu süreçte binin üzerinde uygulama yaptım. Kriz anının temizlenmesi esnasında göz bebeği hareketleri – beyin arasında ki ilişki çok barizdi. Pek çok meslektaşım bu sürecin EMDR’la sonuçlanacağını bilir. Yıllar sonra şimdi özellikle travma durumunda kullanılan EMDR tekniğinin ilk başlangıcı oldu. Yaşadığım deneyim beni daha çok düşündürüyordu. Beyin ve duygular, davranışlar arasında ki ilişkiyi çözmeliydim. Bu dönemde İstanbul’da yurtdışından gelen Eğitmenlerin eğitimlerine katılmaya başladım. İnceleme bölümünde psikolojik incelemeler ve seanslar olumlu sonuç verdikçe benimde mutluluğum arttı. Çünkü yaptığım iş insanların mutluluğunu ve yapabilme gücünü arttırıyordu. Bu harika bir şey…
2000 yılında MEB’den istifa ettim. Tamamen kendi alanıma odaklanmayı istiyordum. Yıllar içerisinde pek çok deneyim yaşadım ve tanıklık ettim. 2010 yılında Kişisel Gelişim alanındaki çalışmalara biraz daha asıldım ve KOÇLUK, NLP, HİPNOZ, KUANTUM Eğitimlerim başladı. Bu dönemde Yönetici olarak çalıştığım merkezde Refleksoloji eğitimi almam gerektiği söylendi ve Refleksoloji (Sinir Sistemi) eğitimimi tamamlayarak Refleksolog olarak da çalışmaya başladım. Refleksoloji ile birlikte beyin ve sinir sistemi ağı organlar arasındaki ilişki ve tabi bilinç-altı ilişkisi benim için muhteşemdi. Beyin’le başlayan çalışmalarım psikoloji ve sinir sistemiyle birleşmeye başlayınca insana dair çözümlemelerim ve çalışmalarımdan çok net sonuçlar elde etmeye başladım. Yaşadığım süreç; Hastalıkların alt yapısını temizleme ve Holistik (Bütünsel) Terapiye doğru ilerletti beni. 2011 yılında kendi merkezimi kurdum. Ve merkezimizde eğitmeni olduğum tüm alanlarla ilgili eğitimler vermeye ve özel seanslar almaya başladım. Bir eğitmen olarak kendi eğitimimi her zaman fazlasıyla önemsiyorum. 2014- 2016 yılları arasında Access The Bars Eğitmenliği ve Diamnod Breath Basic Tranier eğitimlerimi tamamladım.
İşletmecilikle ilgili kısımda ihtiyaçlarımı karşılamak için; Anadolu Üniversitesi İşletme Yönetimi Bölümü’nü okudum. Kurumlarla ilgili Koçlukla başlayan sürecim böylece çok daha fazla profesyonelleşti. Aslına bakarsanız tıpkı insanlarda olduğu gibi kurumlarında bir bedeni, aklı, duyguları ve ruhu olduğunu anladım. Bir yandan Bilinç- Bilinçaltı Stratejileri ve Davranış Stratejileri üzerine Profesyonelleşirken diğer yandan Kurumlar üzerinde de uzmanlaşamaya başladım.
Sorunuza dönersek bu sektöre neden yatırım yaptım? Çünkü bu benim aşkla çalıştığım bir alan. Sizinde fark ettiğiniz üzere hayatımın 24 yılı merak, araştırma, öğrenme, değiştirme ve dönüştürme üzerine deneyimlerle geçti. İnsan olarak potansiyel tüm gücümüzü, yaşarken hayatımızın içinde kullanabilmenin değerine, inanıyorum.
Değeri yaratan biziz. Yani İnsan! Dolayısıyla Gerçek Yatırımın Kaynağının’da İNSAN olması gerektiğine inanıyorum.
Züleyha KURT Eğitim ve Danışmanlık Merkezi hakkında neler söylersiniz?
Bence harika bir kurum.. Neden derseniz? Bizim dürüst, sade, sonuç alıcı ve keyifli olan çalışma prensiplerimiz tüm danışanlarımızın ve müşterilerimizin kendi öz gücüne yakınlaşmasını ve kendi öz güçlerini kolaylık ve keyifle ellerine almalarını sağlıyor.
Burası bir değişim ve dönüşüm merkezi. Bu nedenle ilk sloganımız “Sen değiş dünya değişsin!” Bu yanıyla gerçekçi bir kurumuz. Neden? Çünkü siz her şeyi aynı yaparsanız aynı sonuca ulaşırsınız, farklı bir sonuca ulaşmak istiyorsanız değişmeyi göze almalısınız. Ve Değişimi isteyen Kişi ya da Kurum Değişimin sorumluluğunu alabilmeli. Ben değişmeyeyim ama her şey değişsin, böyle bir şey yok.
Diğer sloganımız; “Hayatınızı şekillendirmek elinizde!” Bu da inancımızı anlatıyor. Çünkü insan inanmadığı bir şeyi hayal edemez. Bu sloganın yaratıcısı benim. Hayatta her şeyi insanın kendisinin yarattığına inanıyorum. Başarıyı da başarısızlığı da, hastalığı da sağlığı da, mutluluğu da mutsuzluğu da. Bunu anlayıp kabul ettiğinizde mucizeler gerçekleşmeye başlar… İşte bu noktada bizim tekniklerimiz ve uzmanlığımız devreye girer. Bu güne kadar yaptığımız tüm çalışmalardan %95’in üzerinde sonuç aldık. Bizim alanımız olmayan konularda ise doğru yönlendirmeler yaparak insanları ve kurumları buluşturan bir nokta olduk.
İnsanlar Sizi Neden Tercih Etmeli?
Kurumsal olarak; büyümek isteyebilirler ya da sürdürülebilir politikalar yürütmek isteyebilirler, kriz süreçlerini yönetmekte bütünsel bir yaklaşımla sonuç almak isteyebilirler. İş yeri kurarken girişimcilikle ilgili kuruluş ve işleyiş süreci için iş planına ihtiyaçları olabilir.
Liderlik Olarak; İş ve özel yaşamda durumları yönetmekle ilgi becerilerini geliştirmek isteyebilirler. İş hayatında liderlikten tutunda, bir kadının evinde ailesini yönetmesine kadar her alanda liderlik bu gün önemli bir değer.
Kişisel Gelişim Olarak; Kişisel Gelişim alanında uzmanlaşmak, meslek sahibi olmak ya da kendini gerçekleştirmek için eğitim alabilirler. Ya da bilinç stratejilerini geliştirerek hedef çalışmalarıyla istedikleri başarıyı elde edebilirler.
Psikolojik olarak; Özgüvenin sarsılmış olmasına bağlı tüm rahatsızlıklar, depresyondan panik atağa, depresyondan kaygı ve endişeye, yetersiz hissetmeye, aile içi çatışmalardan cinsel problemlere, sağlık problemi olmamasına rağmen çocuk sahibi olamamaya kadar geniş bir yelpaze için başvurabilirler.
Sinir Sistemi rahatsızlıkları (Refleksoloji); Sinir sıkışmaları, fıtık, adet dönemi rahatsızlıkları, sinir sistemine bağlı tüm rahatsızlıkların alt yapısıyla ilgili çalışmalarımızdan destek alabilirler.
Hızlı Okuma Programı; Online sistemle bilinçaltı stratejilerine uygun programımızla okuma hızlarını bulunduğu seviden 2 katına çıkarma garantisi veriyoruz. Düzenli kullanıldığında 6 katına çıkaran kullanıcılarımızda var. Bilgi bu gün çok değerli.
Beyin ve Beden Terapileri; Access ve Nefes Terapileri ile daha sağlıklı bir düşünce sistematiğine ve bedensel yenilenmeye ihtiyaç duyabilirler.
Firmalara sunduğunuz özel eğitim paketleri var mı? Neyi tercih Etmeliler?
- Kurum sahipleri ve yöneticileri; Liderlik ve Yöneticilik Eğitimi; Liderlik ve yöneticilik becerilerini geliştirmek için tercih etmeli. Çünkü tüm çalışmalarımız uygulamalı. Çalışmalara başladığımızda ki nokta ile hedefe ulaşılan nokta arasında çevre, davranış, bilgi ve beceri, inanç ve değerler, kimlik boyutu ve ruhsal boyut olarak gerçek bir değişim sürecini inşa ediyoruz. Her insanın içsel özellikleri farklıdır. Bu gün özgünlük, fark yaratmak noktasında can alıcıdır. Bu yanıyla her müşterimizin kurumuna ve isteğine (hayaline) uygun bir strateji ve tarz yaratıyoruz. Stres ve Kaybetme korkusunun hakim olduğu bir süreçte sanırım gönül rahatlığıyla “Durumları Yönetirim” diyebilmek doyurucu bir hazdır.
- Kurumlar; Kurum içi iletişim ve etkileşimden kaynaklı ciddi maddi ve manevi kayıplar yaşıyorlar. Kurumsal anlayış, kurum kültürü ve işleyişi üzerinde her personel aynı düşünüp davranmaya başladığında nasıl bir sonuç elde edebileceğinizi düşünebiliyor musunuz? Kurumsal eğitimlerimizin tamamı kurumların ihtiyaç analizleri yapılarak şekillendiriliyor. Buna bağlı olarak kurumlar için; İş Planı, Hedef Çalışması, Çalışma Stratejileri, Yapılandırma, Marka Eğitimi, Satış ve Pazarlama, Müşteri İlişkileri, İletişim Becerileri, Zaman Yönetimi, Stresle Baş Etme Yolları, vb. eğitimleri veriyoruz.
Kişisel Gelişimle ilgili eğitimler ülkemizde eğitim sektörü ve diğer sektörlerde ne kadar tercih edilmektedir?
Bence farkında oldukları kadar. Bu konuda Kişisel Gelişimle ilgili çalışmalar ülkemize 1990’lı yıllarda girmeye başladı. Kurumsal firmaların hepsi bu süreci yakından takip etti ve kullandı. Kullanmayanların büyük bir bölümü de bu gün yok zaten. Kurumsallaşmış firmaların hepsine bakın, hepsinde bu konudaki ciddiyeti yıllık eğitim planlarında görürsünüz. Dünya ve ekonomi hızla değişiyor. Bu gün yaşanan sancılı sürecin hepimiz farkındayız. İyi bir liderlik ve sağlam bir kurumsallaşma tüm iş adamlarının ve kadınlarının temel sorunu ve ilgi alanı.
Eğitimleriniz grup olarak mı, kişiye özel mi?
Bu konuda müşterilerimizin tercihine göre değişiyor. Özel olarak çalışmak isteyenler kişiye özel, grupla çalışmak isteyenler grupla alıyor. Özellikle Koçluk ve NLP, Hipnoz ve Kuantum’da böyle. Access ve Nefesle ilgili eğitimlerde ağırlıklı olarak gruplarla çalışıyoruz. Seanslarımız zaten kişiye özel.
Günümüzde herkes çok dertli ve gerçekten kişisel danışmana ihtiyaç duyuyor. İnsanları bu kadar güçsüz ve çaresiz kılan nedir?
Öncelikle Dünya da ki değişim sürecine uyum sağlayamamak ve hız sanırım. Her şey çok hızlı değişiyor; İnsanlar hızlandıkça “kendilerinde kalma süreleri” düşüyor. Kendinden uzaklaşmak başlı başına güvensizlik ve kendine yabancılaşmayı getiriyor. Tabi egonun yükselmesine neden oluyor. Zincirin halkaları gibi; dinlememe, hemen peşi sıra haksız yargılamalar, kavgalar ve şiddete dönüyor. Sıkıcı bir tablo.
Diğer yandan özgünlükleri ve farklılıkları kutuplaştıran bir anlayış söz konusu; Doğada hiçbir ağaç, hiçbir bitki, hiçbir hayvan birbirine, benzemiyorken insanların benim gibi düşünmelisin, benim gibi hissetmelisin, benim hassasiyetim var demesi ve buna zorlanması bence çok anlamlı değil. Bu tablodan iyi bir şey çıkmaz. Hayat farklılıklarla güzel ve zengin. Biz doğayı bu haliyle seviyoruz. İnsanı da aynı şekilde görüp, algılayıp, anlayıp, sevebiliriz. Tamamen tercih meselesi.
Kişisel Gelişim, Farkındalık, İletişim Eğitimlerinin önemi ve katkıları hakkında neler söylersiniz?
Bizim alanımız kendine değer vermeyi bilen insanların ya da fark etmeye başlayan insanların alanıdır. İnsanın insan olmasının temel özelliği “fark edebiliyor olmasından” geliyor. Dolayısıyla herkes kendine rahatlıkla şunu sorabilir: “Dünya ya geldim ve bir gün öleceğim. Bu aradaki yaşam dilimini gerçekten tam istediğim gibi yaşamış olsaydım. Tamamen kendi özgür irademe uygun, kendime saygı ve sevgi dolu yaşamış olsaydım, neler yaşardım? Kendime, insanlığa ve hayata neler katardım?” Biz bu sorunun cevabıyız.
Emin olun hayat çok değerli bir şey ve hayatınıza hak ettiği değeri ancak siz verebilirsiniz. Asla bir başkası değil.
Son olarak söylemek istedikleriniz?
Öncelikle Metropol Dergisi ailesine ve size duyarlılığınızdan ve emeklerinizden dolayı teşekkür ederiz. Bizi okurlarınızla buluşturdunuz. Tüm okurlarınıza sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz. Hayat değerli.